25 Kasım kadına şiddet ile mücadele günüdür..
25 Kasım şiddetle mücadele günü demek sadece kadınlar üzerinde kurduğunuz fiziksel güç ve dayatmalar değildir. Uyguladığınız herhangi bir yaptırımda bir tür şiddettir. Ve ayrıca şiddet erkekliğinizin ispatı değil, zayıflığıdır.
Beyinsel eksikliğinizi bastırmak için fiziksel güç uygulamanız da aşağılık ve zayıf karakterinizdir.
Ve sadece fiziksel değil, ekonomik, cinsel ve duygusal olarak da yaşanabiliyor.
Duygusal şiddet, aşırı eleştiri, tehdit etmek, utandırmak, hiç iletişime geçmemek, duygusal anlamda ihmal etmek, küçümsemek, görmezden gelmek şeklinde ortaya çıkıyor... Bunlara ek bazen kadın da kadına şiddet uygulayabiliyor. Kaynana-gelin, eş-metres , anne-kız gibi..
Oğullarınıza erkek olmayı "kaç tane kadınla yatarsa ne kadar erkek olur" olarak öğreteceğinize, içlerinden bir kadına adam olmayı, diğer kadınları bir insan, bir değer olarak görmeyi öğretirseniz 25 Kasım kadına şiddetle mücadele günü diye bir gün olmaz..
Lütfen anneler-babalar; erkek çocuklarınıza dünyanın pipilerinin etrafında dönmediğini öğretin. Kızlarınızı da okutun, ekonomik özgürlüklerinin evlilikten önce geldiğini, dimdik ayakta durabilmenin gücünü anlatın.
Bir de bu kutlama mesajı atıp, "kutlu olsun" demek ne demek anlamıyorum.
Ne kadar gereksiz, ne kadar rencide edici bir söz. Kutlama sevinçtir, başarıdır. Bir şeyin mutluluğunu yaşamaktır. Şiddetin mutluluğu olur mu yaa . Bir de neden renk olarak mor sinir oluyorum. Uyguladıkları şiddetin bıraktığı izin rengi değil mi? Acıyı tekrar tekrar hatırlatmak değil mi? Yavv kadının rengi pembedir, mavidir, yeşildir, kırmızıdır. Kadın gökkuşağıdır. Rengarentir, oyalı yazma gibi.. Üzmeyelim ne biz sizi, ne siz bizi...
Peki bugün içerisinde kaç kadın tacize, tecavüze uğradı, şiddet gördü?
Peki bundan önceki kadınların kaç tanesinin faili bulundu,, ceza aldi ya da şiddet uygulayan p..ştlar cezalandırıldı.
Ya yarın, ya daha sonra ... Kimi 3 gün yattı çıktı, kimi iyi halden kıçını kurtardı. Kimi de gerçekten yatıyor.
Kaç kadın daha bunlara maruz kalmak zorunda, bilen var mı ?
Kaç kadın çocukluğunu, gençliğini, kadınlığını kaybetmeye devam edecek?
Bence sonu yok...
Ve neden hep yine her yerde her şeyde olduğu gibi bütün bunlara sebep cehalet?
Okuyun kadınlar, dik durun, sizi sebepsiz döven şiddetin hangi türü olursa olsun uygulayan birine asla izin vermeyin.
Bu kim olursa olsun “ayy çok kilo almışsın” diyen birine bile izin vermeyin.
Biz kadınız, hayatın tadı tuzuyuz, olmazsa olmasıyız.
Veee
Geleceğimizin mimarı kadınlarımız için Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk “Dünyada her şey kadının eseridir.” sözüyle kadınlarımızın toplumumuz için ne denli önemli olduğuna vurgu yaparak, hayata geçirdiği inkılaplarla da kadınlarımızın sosyal, siyasal ve ekonomik haklarını teminat altına alınmışken lütfen buna sahip çıkın derim.
Dik durun vazgeçmeyin!