"Vasiyetimdir" dedim anneme...
"Bana bir şey olursa;
Birincisi; babamın kucağına koyacaksınız beni."
"Olmaz, günah!" dedi.
"Sebep ? Öz babam değil mi?"
"Tabi ki öz baban ama günah diyorlar."
"Len başlarım günahına, ben babamın kucağında olmak istiyorum. Onu diyen şerefsizler ya pedofili ya da ensest sevdikleri için bir yerlerinden uydurmuşlardır" dedim. "Yeminle hakkımı helal etmem size..." deyince ters ters bakıyor.
- "İkincisi ; yok üçü yok yedisi, yok yirmibiri, kırkı derken milleti doyurmayın kardeşim. Tahmini kaç lira gider. Atıyorum 5000 Lösev ya da depremzede çocuklara bağışlayın."
- "Ee taziyeye gelenlere bir şey yapmayacak mıyız? "
Dedim, "Yapmayacaksınız"
- "Mesela sana bir şey olursa ben yapmayı düşünmüyorum, hiç uğraşama" dedim.
Ben annemi kaybetmişim ağlıyorum. O karşımda oturup bacım başın sağolsun derken baklavayı gömecek.
Lan sanki “iyi ki öldü, ohh, mis tatlımızı, tuzlumuzu yedik bugün de doyduk elhamdülillah” der gibi..
- "Hiç mi?"
- "Hiç!" dedim.
Yavv annem, Allah aşkına
babam hastanede yoğun bakımdayken gelmeyen, 13 buçuk ay felçli yatarken bir kere ziyaret etmeyen insanlardan bahsediyoruz. İnsanlar, taziye evine lahmacun, kavurma gömmek için akın ediyorlarsa ben de bu tepkiyi vermekte haklıyım arkadaş.

Cenaze evleri, kimsenin futbolda maçı kimin alacağını, çocuğunun hangi okulu kazanıp kazanmadığını konuşma yeri değildir, edep dışıdır.
Cenaze evi gülüşüp şaka yapılacak bir yer değildir.
Cenaze sahibine öldü de kurtuldu rahmetli, denmez. Siz onu söylerken karşı tarafın acısına saygısızlıktır bu..
Evet, çevrenizde kalabalık olması yas sürecinde fayda sağlıyor lakin çay, su dağıtmaktan yas tutamıyoruz. Asıl yasın ne olduğunu da o 3 günlük taziye bitip, kalabalık dağılınca anlıyorsun. Bazı yerlerde taziye sahibine su ikram ettirsen, evire çevire döverler adamı. Biz üç gün hizmet ettik. Sebebi? Ne ka Fatiha, O ka iyi. Ulan Fatihanın anlamını bilmeyen insanlar kalkıp birde din dersi vermez mi? Fatiha ölüm değil, yaşam suresidir gibi..
Ulen eline bir kere Kuranı almamış, dinden, imandan haberi yok kulaktan duyma bilgilerle ahkam kesmezler mi?
Ya bir susun.
Ya bir yemek yemeye gelmeyin.
Ya ben çay içmem, nescafe içerim. Yok nescafeyi sütsüz içemem. Çayımı açar mısın, demli içemiyorum. Pilavı tane tane olmamış, lahmacunu tuzsuz, ayran sıcak, tatlı şurdan alınsa daha güzel, daha taze demeyin.
Abi bi sittirin gidin. Ölmüşümün yasını benimle paylaşmak ve ona göre davranmaksa başım üstüne.
Ama derdin kutlama yapar gibi hareketlerde bulunmak ise zıkkımın dibini, ziftin pekini ve hatta kuzzulkurt yiyin.
Bu adetler acilen son bulmalı...
İnsanların acılarına saygı duyulmalı..
Abi beni babamın kucağına rengarenk boncuklarımla gömün. Aman ha kimseye tatlıymış, yemekmiş vermeyin. Lösev’e verin, depremzede çocukları sevindirin. Yoksa hakkım helal değildir.