Bilindiği üzere Türk milleti, özgürlüğüne ve bağımsızlığına düşkün bir millettir. Dolayısıyla özgürlük ve bağımsızlık, biz Türkler için hayati bir öneme sahiptir. Bundan tam 1385 yıl önce Kür Şad, yanındaki 40 çerisiyle Çin sarayını basarak bağımsızlık kıvılcımını ateşlemiştir. Ve bundan asırlar sonra da Mustafa Kemal Paşa, yine bir 19 Mayıs günü Samsun’a çıkarak kurtuluşun kıvılcımını ateşlemiştir.

Bugün 19 Mayıs, Atatürk’ün eski bir vapurla İstanbul’dan Samsun’a hareket ettiği günün adı. Giderek toprak kaybeden Osmanlı Devleti, 1. Dünya Savaşı’ndan büyük bir yenilgiyle ayrılmıştır. Bu yenilgiden sonra İtilaf Devletleri, Osmanlı topraklarını işgal için paylaşımlar yapmış ve işgale başlamıştır. Bu durum halkta büyük bir tepkiye sebep olmuştur. Bu nedenle yapılan yerel mücadeleler, Mustafa Kemal Paşa’nın öncülüğünde Kuvayı Milliye hareketine ve Müdafaa-i Hukuk cemiyetlerine millî ve ulusal bir boyut kazandırmıştır. Dağınık haldeki ulusal cemiyetler ve Kuvayı Milliye hareketinden Mustafa Kemal Paşa, lider bir kadro çıkarmayı başarmıştır. Bahsi geçen ulusal cemiyetler ve topluluklar ise şu şekildedir:

1. Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti,
2. İzmir Müdafaa-i Hukuku Osmaniye Cemiyeti,
3. Manisa İstihlası Vatan Cemiyeti,
4. Doğu Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti,
5. Trabzon Müdafaa-i Hukuku Milliye Cemiyeti,
6. Adana-Mersin Kilikyalılar Cemiyeti,
7. Hareket-i Milliye ve Redd-i İlhak Teşkilatları,
8. Adana Vilayeti Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti,
9. Kozan Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti,
10. Anadolu Kadınları Müdâfaa-i Vatan Cemiyeti,
11. Samsun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti.

Bu cemiyetler Sivas Kongresi’nde “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adını alarak birleşecektir ve bu cemiyetin ana amacı, "Osmanlı vatanının bütünlüğünü, Saltanat ve Hilâfetin makamı ile Millî bağımsızlığın korunmasında Kuvâ-yi Milliye'yi etkin ve İrâde-i Milliye'yi hâkim kılmak" olarak belirlenmiştir.

Bugün gerçek anlamda Atatürk’ün arzuladığı bir bağımsızlıktan söz ediyorsak; siyasi, askerî, kültürel ve ekonomik alanlarda da özgür olmak zorundayız. Çünkü Osmanlı Devleti zamanında yabancılara ticari anlamda imtiyazlar tanımış fakat bu imtiyazlar bir süre sonra devlet yönetiminde ve toplumsal yaşamda olumsuzlukların kaynağı olmuştur. Kurtuluş Savaşı’nın ardından imzalanan Lozan Barışı ile kapitülasyonlar ve ticari imtiyazlar kaldırılarak ülkenin tapusu alınmıştır. Bugün hukuka ve ekonomiye baktığımızda tam bağımsız olduğumuz söylenemez çünkü güçlü bir ekonomi ve tarafsız-eşit bir hukuk bağımsızlığın olmazsa olmazıdır. Lakin buna karşın bağımsızlık kavramı önemini korumakta ve bunun için de mücadele etmek zorundayız.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’mız kutlu olsun.