Bugun...


Demet Medine Akdoğan

facebook-paylas
Cezaevindeki yaralı kuşlar...
Tarih: 25-04-2024 12:33:00 Güncelleme: 25-04-2024 20:25:00


Bu yazımda cezaevlerinde olan anneler ve çocuklarının (sosyolojik, psikolojik, hukuki) sorunlarına değinmek istedim.

Hani kader mahkumu diyoruz ya, peki çocuklarda mı kader mahkumu… Onların burada ki rolü ne?

 

Çocuklar bulunduğumuz ortamın yani üyesi olduğumuz toplumu şekillendiren kişinin ta kendileri değil midir?

Yani çocuğa gösterilecek ilgi/ilgisizlik hem onu hem de toplumu etkilemez mi?

Kısacası çocuğa değer vermek, kendimize değer vermek değil midir?

 

Anaları ne halt yedi de cezaevine düştü dediğinizi duyar gibiyim.

Bilmiyorum! Bilmek de istemiyorum..

Ama bildiğim bir şey varsa hayatın bize ne zaman ne getireceğini bilmiyor olmamız.

 

Belki koca dayağına dayanamadı, belki tecavüze uğruyordu ki kendini savundu. Belki hırsızlık yapmak zorunda kaldı bilmiyorum, bilemem de.

 

Sizce toplum içerisinde bunca sıkıntı, çarpıklık varken cezaevine düşen kadınlara mı şaşırıyoruz.

Yapmayın lütfen! Bu da toplumumuzun kanayan yaralarından biri maalesef.

 

Cezaevlerindeki kadınlar ve çocuklar!

Hapishaneye düşmek demek, suç işlemiş olmak demektir doğal olarak. Buna bir sözüm yok.

Suç işlemeye de, çoğu zaman bozuk psikoloji yol açar.

Yani hapishanelerde –teşbihte hata olmaz- ‘bozulmuş’ psikolojiye sahip hükümlüler yaşar. Hükümlünün psikolojisi, ‘içeriye’ girmeden bozulmasa, ‘içerde’ mutlaka bozulur.

 

Kısaca, sizce, bir çocuk, bozulmuş psikolojiye sahip insanların oluşturduğu bir çevrede büyürse, normal kalabilir mi?

 

Kalamaz.

 

Bakın araştırmalara göre;

1-           2016 yılında çocuğunu cezaevinde büyüten yüzlerce kadından sadece biri.

 

2016 yılında cezaevindeki 529 çocuktan biri olan dokuz aylık Ali elverişsiz koşullarda 10 ay boyunca kilitli kapılar ardında yaşadı. Annelerden, eğer dışarıda çocuklarına bakacak bir yakınları yoksa, çocuklarını cezaevinde büyütmeleri bekleniyor. Ali’nin kendisine bakacak bir babası vardı fakat dokuz aylık olduğu için annesi yanına almak istedi.

 

30 yaşında olan Leyla, çocuğunun ışıktan rahatsız olduğunu ve kendisine bir hafta boyunca bebek bezi verilmediğini söyledi:

“Cezaevinde 24 saat ışıklar açıktır. Çocuk büyütenler bilir, bebekler ışıkta çok zor uyur. O ışıkta bebeğimi uyutmak inanın çok zor oluyordu. Zaten içeride çocuklu anneler çok sevilmez. Bebek sesinden, ağlamasından rahatsız olan diğer mahkûmlar bize sürekli psikolojik baskı yapıyorlardı. İlk girdiğim zaman en çok zorlandığım konu bez oldu. Bir hafta boyunca bebeğimin altını poşetlerle bezledim, tahriş oldu. Bez vermeleri için bir hafta boyunca gardiyanlara yalvardım. Bir haftanın sonunda verdiler.”

Kaynak: https://medyascope.tv/2021/03/29/verilerle-cezaevlerinde-anneleriyle-birlikte-buyuyen-cocuklar-dort-yilda-en-az-iki-bin-466-cocugun-ozgurlugu-elinden-alindi-bir-hafta-boyunca-bebegimin-altini-posetlerle-bezledim/

 

2-           Hapishanelerde anneleriyle birlikte kalan 0-6 yaş grubu çocuklarla ilgili verilen bilgilerde çoğu zaman rakamlar ön planda oluyor; hapishanelerde kaç çocuk annesiyle birlikte kalıyor?

 

2020 yılı sonu itibariyle

800’den fazla çocuk, Mart 2021’de yayınlanan resmi rakamlara göre ise 345 çocuk ruhsal ve fiziksel gelişimlerinin en kritik döneminde demir parmaklıklar ardında büyümeye mahkum ediliyor.

 

Kadınların gözaltına alınmaları, mahkeme süreçleri ve tutuklanmaları sonucunda başlayan hapishane hayatları kuşkusuz ki aile hayatlarını derinden etkilemektedir. Hele ki söz konusu kadın anne ise kuvvetli bir bağ kurduğu bebeği/çocuğu ile olan ilişkisi de derinden etkilenecektir.

 

Bir kadının hapishaneye giriş sürecini, tek başına insan hakları ve kadın hakları açısından gözlemlemek yeterli değildir.

 

Kadın hamile ise ya da anne olmuşsa mutlaka çocuğun da maruz kaldığı hak ihlalleri ele alınmalıdır.

Kaynak: Yaşam Hakları Derneği (YAHADER)

 

Daha burada yazamadığım birçok bilgi birçok sorun.

Sizce elimizi taşın altına koymamız gerekmiyor mu?

Hayata 5-0 yenik başlamış bu çocuklara destek vermemiz çok mu zor?

Yaşıtları gibi olamayacaklar, onlar gibi beslenip, onlar gibi sıcak bir yuvada yaşayamayacaklar. Oyuncaklarla oynayamayacaklar.

Ya bizim çocuklarımız aynı şeyi yaşasaydı.

Hadi cezaevlerindeki annelere çocuklarına destek vererek bir nebzede olsa o kuzuların yüzlerini güldürelim.

Bez, mama, giyecek, oyuncak…

 

Öyle çocuklarımızın ağzı burnu bir tarafa gitmiş eskilerini değil tekeri çıkmış arabaları, gözü kopmuş bebekleri değil gücümüz neye yeterse onla destek verelim.

 

Siz de size en yakın kadın cezaevi yonetimi ile görüşebilirsiniz mesela. Anneleri ile kalan çocuk ya da bebek var mı diye bir araştırın. Bu çocukların küçücük yüreklerine  dokunun. Küçücük bedenlerini sevindirin. Çok şey istemez zaten çocuk. Hatırlayın, küçük hediyeler bırakın idareye ulaştırmak için. Bugün de cafeye gitmeyin, bilmem kaç lira olan kahveyi içmeyin. Küçük bir oyuncak alın, iki gofret, bir süt. Bir mama, bir bez. Çok mu şey bekliyor bu çocuklar sizce?

Bence hayır...

 

“Bu dünyada görülecek şey diye demir parmaklığı gördüler…”

 

Nazım Hikmet Ran



Bu yazı 855 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
GAZETEMİZ

Henüz anket oluşturulmamış.
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI