Bugun...


Musa Göçer

facebook-paylas
Güneş Artık Doğudan Yükselmiyor
Tarih: 28-04-2024 13:47:00 Güncelleme: 28-04-2024 13:47:00


 

            Zihinsel ve bilişsel savaşını kaybetmiş,  sosyal sancılar içinde kıvranan doğunun bir evladı olarak haykırmak istiyorum. Haykırmak, titremek ve titretmek istiyorum. Hani güneş doğudan yükseliyordu? Kandırıldık mı? Toplumların önünü aydınları açar, yol gösterir. Aydın ışık saçar, güneş olur, insanın zihinsel koridorlarına ışık tutar. Uzun zaman oldu doğu aydın çıkaramıyor. Karanlık bir coğrafya ya hapsedilmiş kıvranan, canı acıyan ama acısını bile dile getiremeyen bir toplumuz artık.

Paul Robert aydın irdelemesinde “Zihni faaliyetlere büyük bir alaka duyan, fikri hayatı ağar basan” tanımlamasını yapar. Aron’a göre “Kafa işçisidir” aydın. Hayata karşı entelektüel bir duruşu olur. Mensubu olduğu topluma yol gösteren adamıdır o. Sorunları büyük bir cesaretle dile getiren, tepki koyan ve dahi insanın gözden kaçırdıklarını görmesini sağlayan bir rolün adamıdır aydın. Cemil Meriç’in dediği gibi “Gerçek aydın, yalanların pençesini yırtan, dünyadaki bütün haksızlıklara dur diye haykırandır” Bugün düşünmekten ve irdelemekten uzaklaşmış bir toplum olduğumuz için içtimai bütün mevzularda sıkıntılı ve sancılıyız. Aydınları silahşörlük yapan, köşe yazarlarından medyada boy gösteren sistemin rüzgarı ile heybesini doldurmaktan başka derdi olmayan bir dünya tiyatro oyuncusu izliyoruz her gün. Ve bu tiyatro benim çok canımı sıkıyor.

Üniversite hocaları, gazeteciler, yazar ve araştırmacılar, şairler bir toplumun entelektüel kesimini oluşturur. Bunlar susmuş başka sevdalara düşmüş ve gerçek bir aydın olamamışsa toplumun sıkıntılarını ışık olmaları çok zordur. Bu konunun elbette sadece aydın fukaralığına bağlanması tamamen yanlış olur. İçinde eğitim sisteminin sığlığı, ezberciliği ve teorik bir düzlemden çıkamaması, bilimin önüne dinsel argümanlarla set çekilmesi, her türlü bilinçaltı mesajlarla toplumun birilerinin istediği noktaya çekilmesi bu sorunun çok ayaklarından birkaç tanesidir. Bu noktada yakıştırmayı seven bir toplum olduğumuz için söylediklerimin bir din düşmanlığı olarak algılanması beklediğim bir tepki olacaktır. Batı zihinsel savaşını nasıl kazandı diye irdelediğimde karşıma çıkan hep inanç unsurlarının insanın içsel bir olayı olduğunu kabul edip bunun toplumun sosyal ve siyasi yaşamını şekillendirmesine izin verilmediğini gördüm. Sanatın her alanında üstün bir performans sergileyen eserler veren, özgür sanatçılar yetiştirdiklerini gördüm. Bu söylemlerim günümüz siyasi yapısı ya da sosyal yapısına muhaliflik değil. Kaldı ki bu sıkıntılar doğu toplumun yani bizim asırlık sorunumuzdur.

Taşları yeniden dizip merhum Recep Yazıcıoğlu’nun dediği gibi bu fikri yapıyı değiştirmeliyiz diye düşünüyorum. Düşünmekten korkan bir toplumu başka toplumların şekillendirmesi ve onlara insanı derslerden sınıfta kaldığına dair her gün aşağılayıcı bir eda ile azarlaması kaçınılmaz oluyor. Aydınımız aydın olmadığı için, eğitim sistemimiz fikri yapımızın önünü açmadığı için içinden çıkamadığımız mevzularda insan olmayı bizden öğrenen batının kapısını çalmak onurumu kırıyor. Bir adli olayda bizim mahkemelerimizin yetersiz olduğunu düşünüp Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmak biz insan olamıyor insan olma haklarımızı koruyamıyoruz buyurun siz koruyun demek olmuyor mu?

Aydınımız bize yeniden sentez yeteneği kazandırmak zorunda. Aydınımız cesur olmak zorunda. Pedro Shimose’nin dediği gibi “Akademi de bir koltuk bir de çek defteri ikileminden çıkıp kendilerinden bekleneni vermek zorundalar. Konu derin birazda bıçak sırtı farkındayım. Don Kişot olmak gibi hevesimde yok, kaldı ki yel değirmenleri ile de dövüşecek takatim de yok. Sadece uykusuz gecelerin uzun okumaların sancılarını, gördüğüm oyunu sevmediğim, ferdi olduğum bu güzel toplumun hak ettiği gibi bir sosyal yaşama sahip olması gerektiğini düşündüğüm için çektiğim sancıları paylaşmak istedim. Bir şeylerin yanlış gittiği görüp susmak içime sinmiyor. Aydınlanma denen şey batının izahı ile aklı merkez alan bir olaydır. Aklı merkeze koyup birbirimizin inançlarına ya da inançsal eğilimlerini irdelemeden herkes için geçerli sosyal konularda restarasyona ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim. Kısır bir edebiyattan, ilimden uzak, doğuştan içirilmiş ve empoze edilmiş öğretilerden sıkıldım. Bu karanlığı bize layık görenleri kınamak adına yazdım bu yazıyı. Her köşe yazarının bir takım erklerin piyonu olduğunu önceden belirlenmiş ve dikte edilmiş söylemlerle ışık saçtığını sanan ateş böceklerinden daha aciz olduğu görmekten tiksiniyorum. Türkü söylemesi gerekenlerin güç avukatlığı yapmasından ben utanıyorum,  onların da utanmasını bekliyorum. Siyasi sistemle derdimiz yok bizim kaldı ki uzun yıllardır hiçbir siyasi sistemin yaralarımızı saramadığını bu topraklarda mutlu bir yaşam oluşturamadığını acıyla izliyoruz. Ben sadece insansal mevzularda daha aklıselim, daha çok düşünen, sorgulayan, itiraz eden,  birbirinin hakkına kendi hakkı kadar saygı duyan bir toplum istiyorum. Bu bağlamda bize ışık olması gereken insanları iç dünyamızı aydınlatmaya davet ediyorum.

Doğu can çekişiyor beyler. Şairleri şiiri sadece aşktan ibaret sanan, yazarları avukatlık yapan, müzisyenlerin ihtişamlı yemeklerde meze olan, bilim adamlarının bir üst mevki için eğildiği bir toplumda huzur da olmaz gelişme de olmaz.

Aklı temel alan, özgür düşünen bireylerin yetiştiği, sanatsal ve fikirsel fidanlıkların oluşturduğu bir toplumun yüzü gülen bireyi olmak istiyorum.

Bu topraklardan geçen son aydın ne demişti, ne istemişti bizden.” Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, nesiller ister”

Biz bu aydınlığı hak ediyoruz. Aydınlanacağımız günlerin, dizayn edilen bir toplum olmayıp kendi kaderini kendi çizen, fikir adamlarının ışık saçtığı bir ülkede yeniden birbirimize sarıldığımızı görmek istiyorum. Serde şairlik olduğu için Tevfik Fikret’in bir dörtlüğüyle veda ediyorum.

Kimseden ümmîd-i feyz etmem, dilenmem perr ü bâl

Kendi cevvim, kendi eflâkimde kendim tâirim.

İnhinâ tavk-ı esâretten girandır boynuma;

Fikri hür, irfânı hür, vicdânı hür bir şâirim.



Bu yazı 151 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
GAZETEMİZ

Henüz anket oluşturulmamış.
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI