Bugun...


Umut M. Berberoğlu

facebook-paylas
Kurtuluşun Şafağı
Tarih: 30-08-2024 11:23:00 Güncelleme: 30-08-2024 11:23:00


   Türk milletinin kaderini değiştiren 30 Ağustos 1922 sabahı, zaferin kazanılmasından bir gece önce, Afyonkarahisar’da yaşanan tarihi bir anla şekillendi. O gece, Anadolu’nun karanlık ufuklarında beliren zafer ışığı, Mustafa Kemal Atatürk, Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü’nün birlikte yaptığı stratejik bir değerlendirme sonucu tüm parlaklığıyla doğacaktı. Bu yazı, o gece yaşananlara, alınan kararlara ve 30 Ağustos sabahı doğacak olan zaferin Türk milletine getirdiği özgürlüğe odaklanmaktadır. 29 Ağustos 1922 akşamı, Afyonkarahisar’daki belediye binasında, savaşın gidişatıyla ilgili endişe ve umut dolu saatler yaşanıyordu. Büyük Taarruz, 26 Ağustos’ta başlamış ve Türk ordusu, Yunan işgal kuvvetlerine karşı büyük başarılar elde etmişti. Ancak zaferin tam anlamıyla kesinleşmesi, tüm cephelerin durumu gözden geçirilmeyi gerektiriyordu. Bu kritik aşamada, Mustafa Kemal Atatürk, Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü, savaşın geleceğini belirlemek için Afyonkarahisar’daki mütevazı bir odada bir   bir araya geldiler. O geceki toplantıda, her biri savaşın farklı cephelerindeki gelişmeleri dikkatle inceledi ve değerlendirdi. Atatürk, yalnızca askeri dehasıyla değil, aynı zamanda liderlik vizyonuyla da öne çıkıyordu. Cephelerden gelen raporlar masanın üzerindeydi; Türk askerlerinin yüksek morali, Yunan ordusunun geri çekilişi ve daha önce planlanan stratejik hamlelerin başarılı olması, zaferin yakın olduğunu gösteriyordu. Ancak, tam bir zafer için son bir hamle gerekiyordu. İşte bu an, Atatürk’ün şu tarihi sözlerini dile getirmesine vesile oldu: “Üçümüz durumu bir kez daha gözden geçirdik ve kesinlikle anladık ki, Türk’ün gerçek kurtuluş güneşi 30 Ağustos sabahı bütün parlaklığıyla doğacaktır.” Atatürk’ün bu sözü, sadece bir askeri strateji değerlendirmesinden ibaret değildi. Bu sözler, Anadolu’da yüzyıllardır devam eden direnişin, yorgun ama inançlı bir milletin, tam bağımsızlık arzusunun bir ifadesiydi. O gece, Afyonkarahisar’da alınan kararlar, sadece askeri komutanların değil, tüm Türk milletinin kalbinde hissettiği bir inançtı. Türk halkı, 29-30 Ağustos gecesi boyunca cephelerde mücadele eden askerlerin yanında, yüreklerinde zaferin sıcaklığını hissederek sabahı bekledi. 30 Ağustos sabahı, Atatürk’ün öngörüsünde olduğu gibi, Türk milletinin kurtuluş güneşi doğdu. Dumlupınar Meydan Muharebesi olarak da bilinen bu zafer, Yunan ordusunun kesin bir yenilgiye uğratıldığı, işgalci kuvvetlerin Anadolu’dan sökülüp atıldığı bir anı temsil eder. Bu zafer, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda bir milletin yeniden doğuşunun simgesi oldu. Türk ordusunun kazandığı zafer, Kurtuluş Savaşı’nın sona erdiği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı bir dönemin başlangıcıydı. 30 Ağustos, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin nihai zaferi olarak tarihe geçti. Bugün bile 30 Ağustos Zafer Bayramı olarak kutlanan bu gün, bir milletin yeniden doğuşunu ve bağımsızlık ateşinin hiç sönmeyeceğini tüm dünyaya haykırır. 29-30 Ağustos 1922 gecesi, Afyonkarahisar’da Atatürk, Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü tarafından alınan kararlar, tarihin altın sayfalarına yazıldı. O gece, bir milletin kaderini değiştiren ve bağımsızlığını kazanmasını sağlayan stratejik adımlar atıldı. Türk milletinin özgürlüğü için verilen mücadele, bu geceyle taçlandı ve 30 Ağustos sabahı tüm parlaklığıyla doğan zafer güneşi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolu açtı.

 
Tarihin bu unutulmaz anı, sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda bir milletin azmi, kararlılığı ve özgürlüğe olan sarsılmaz inancının bir yansımasıdır.


Bu yazı 307 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
resmi ilanlar
GAZETEMİZ

Henüz anket oluşturulmamış.
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI