Atatürk’ü Koruma Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasını ve mirasını koruma amacıyla 25 Temmuz 1951 tarihinde kabul edilmiştir. Kanun, 5816 sayılı yasa olarak bilinir ve Türkiye’de Atatürk’e yönelik hakaret, küfür, ve saygısızlık gibi eylemleri engellemek için oluşturulmuştur. Kanunun kabul edilme süreci, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal yapısının önemli bir dönüm noktasında gerçekleşmiştir. 1950’li yılların başlarında, Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte, ülkede siyasi atmosfer değişmiş, bazı kesimlerde Atatürk’e yönelik eleştiriler ve saygısızlıklar artmaya başlamıştır. Bu dönemde, özellikle dini tarikatlar ve gruplar, Atatürk’ün laik reformlarına ve devrimlerine karşı açıkça tepki göstermeye başlamıştır. Bu bağlamda, Atatürk’ü Koruma Kanunu, Atatürk’ün hatırasına yönelik olumsuz ve yıkıcı eylemleri engellemek amacıyla acil bir ihtiyaç olarak görülmüştür. Kanun, Meclis’te hızla görüşülmüş ve kabul edilmiştir. Bu süreçte, kanunun gerekliliği ve kapsamı üzerine yoğun tartışmalar yaşanmış, ancak nihayetinde Atatürk’ün mirasının korunması gerektiği görüşü ağır basmıştır. Atatürk’ü Koruma Kanunu’nun kabul edilmesinde, özellikle Ticani Tarikatı’nın eylemlerinin büyük etkisi olmuştur. Ticani Tarikatı, 1940’lı yılların sonları ve 1950’li yılların başlarında Türkiye’de aktif olan ve Atatürk’ün heykellerine yönelik saldırılar gerçekleştiren bir tarikattı. Tarikatın lideri Şeyh Kemal Pilavoğlu, Atatürk’ün heykellerine ve anıtlarına karşı saldırılar düzenleyerek kamuoyunda büyük bir rahatsızlık yaratmıştır. Ticani Tarikatı’nın bu tür saldırıları, toplumda infiale yol açmış ve Atatürk’ün hatırasına yönelik bu tür saygısızlıkların önlenmesi için daha sıkı yasal düzenlemelerin gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu durum, Atatürk’ü Koruma Kanunu’nun hızla kabul edilmesinde önemli bir etken olmuştur. Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, Ticani Tarikatı’nın faaliyetleri büyük ölçüde kısıtlanmış ve Atatürk’ün heykellerine yönelik saldırılar ciddi yaptırımlarla karşılanmıştır. Atatürk’ü Koruma Kanunu, Atatürk’ün hatırasına ve eserlerine yönelik her türlü saygısızlık ve hakareti suç olarak tanımlamaktadır. Kanunun 1. Maddesi, Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kişilerin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağını belirtmektedir. Ayrıca, Atatürk’ün heykellerine, büstlerine ve anıtlarına saldıran, onları kıran, bozan, kirleten veya başka bir şekilde zarar veren kişilere de ağır cezalar öngörülmüştür. Kanunun uygulanması, zaman zaman tartışmalara neden olmuş, ancak genel olarak Atatürk’ün hatırasının korunması konusunda önemli bir işlev görmüştür. Kanun, Atatürk’ün mirasına ve değerlerine yönelik toplumsal saygının sürdürülmesine katkıda bulunmuş, aynı zamanda Türkiye’nin modern ve laik yapısının korunmasına destek olmuştur. Atatürk’ü Koruma Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün anısını ve mirasını koruma altına alan önemli bir yasadır. Kanunun kabul edilmesi, dönemin siyasi ve toplumsal koşullarının bir sonucu olarak ortaya çıkmış ve özellikle Ticani Tarikatı’nın saldırıları bu süreci hızlandırmıştır. Günümüzde de bu kanun, Atatürk’ün değerlerine yönelik saygının sürdürülmesi ve toplumsal barışın korunması açısından önemli bir yer tutmaktadır.