Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları İşletmesi (SEKA), sadece bir kâğıt fabrikası değildi. O, modern Türkiye’nin ilk sanayi kuruluşlarından biri olarak, kalkınma hamlesinin ve milli ekonominin simgesi haline gelmişti. 1936 yılında İzmit’te kurulan SEKA, yıllar boyunca ülkenin kâğıt ihtiyacının önemli bir kısmını karşılamış, eğitim, kültür ve basının gelişmesine katkıda bulunmuştur. Fabrikalarda üretilen kâğıtlar sadece defter ve kitap olarak değil, ambalaj ve matbaa gibi alanlarda da kullanılmış, böylece milli ekonomiye önemli katkılar sağlanmıştır. SEKA, sadece bir üretim tesisi olmanın ötesinde, istihdam sağlayan, bölge kalkınmasına katkıda bulunan ve sosyal sorumluluk bilinciyle hareket eden bir kuruluş olmuştur. Ne yazık ki, 1990’lı yılların ekonomik ve politik değişimlerinden SEKA da nasibini aldı. Özelleştirme adı altında fabrikalar tek tek kapatıldı, binlerce işçi işsiz kaldı ve köklü bir gelenek sona erdi. Bugün SEKA’dan geriye kalanlar, fabrikaların harap binaları ve hafızalarda yer eden anılar. Fakat SEKA’nın ruhu hala yaşıyor. Ülkemizin dört bir yanındaki eski SEKA çalışanları, o dönemdeki dayanışmayı ve gururu unutmamış durumda. SEKA’nın hikayesi bize sadece bir fabrikanın değil, bir milletin kalkınma mücadelesinin ve sanayileşme çabasının da hikayesini anlatıyor. Bu hikaye, geleceğe dair umutlar ve dersler barındırıyor. Biliyoruz ki, Türkiye tekrar kalkınabilir, tekrar üretebilir ve tekrar dünya pazarlarında söz sahibi olabilir. SEKA’nın kapatılması sadece fabrikaların kapanması ve işçilerin işsiz kalması anlamına gelmedi. Bu durum, eğitim, kültür ve basın gibi alanlarda da olumsuz etkilere yol açtı. Kâğıt fiyatlarının artması, kitap ve basılı ürünlerin de pahalılaşmasına neden oldu. Bu durum, özellikle okuma yazma oranını ve kitap okuma alışkanlığını olumsuz etkiledi. Bugün kitap baskı fiyatları ve kitap fiyatları oldukça pahalı. Bu durum, kitaplara erişimi zorlaştırıyor ve okuma kültürünü olumsuz etkiliyor. SEKA’nın var olduğu dönemde ise kitaplar daha ucuzdu ve herkes için daha erişilebilirdi. SEKA’nın hikayesinden birçok ders alabiliriz. En önemli derslerden biri, milli ekonominin temelini oluşturan sanayinin ne kadar önemli olduğudur. Bir diğer ders ise, özelleştirmelerin her zaman en iyi çözüm olmadığıdır. Ayrıca, SEKA’nın başarısının arkasındaki dayanışma ve gurur duygusunu da unutmamalıyız. SEKA’nın geri dönmesi mümkün olmasa da, onun mirasını yaşatmak ve hatalarından ders çıkarmak hepimizin görevidir. Belki de bir gün, SEKA’nın ruhu yeniden canlanır ve o kadim çınar yeniden gölgesini üzerimize serer.