İDARİ SORUŞTURMA

Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığınca yapılan idari soruşturma sonucunda, 26 Ağustos 2016'da kurulan Türkiye Varlık Fonu'nun, kurulmasından sonra tahvil ihracına yönelik olarak oluşturulan ve Mineks İnternational, McKinsey Company, NewOak Capital ve Allen  Associates şirketlerinin içinde bulunduğu konsorsiyum ile yapılan anlaşma sonucunda 75 milyar doların ihracına yönelik olarak mutabakat zaptı imzalandığı ve danışmanlık sözleşmesi yapıldığı belirtildi.

YETKİSİ YOKKEN İMZALAMIŞTI

Ancak sözleşmede imzası bulunan dönemin TVF Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bostan'ın henüz resmi olarak göreve başlamadığı ve hatta yönetim kurulu üyelerinin dahi belli olmadan söz konusu sözleşmeye imza attığı biliniyor. Yürütülen soruşturma kapsamında Mehmet Bostan hakkında kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verilmişti.

BİNALİ YILDIRIM'IN TALİMATI

Mehmet Bostan, soruşturma kapsamında alınan ifadesinde dönemin başbakanı Binali Yıldırım’ın talimatıyla hareket ettiğini, 25 milyon doların ödendiği tarihte Varlık Fonu’nun parası olmadığını, bu nedenle örtülü ödenekten paranın alındığını, Bülent Göktuna'yı da Binali Yıldırım'ın kendisine yönlendirdiği o dönem danışmanı olan Salih Orakçı'dan tanıdığını ifade etmişti. 

VARLIK FONU 19 MİLYON DOLAR ZARARA UĞRATILDI

İdari soruşturma kapsamında yapılan tespitte, yapılan sözleşmelerden sonra Varlık Fonu hesabından 25 milyon doların konsorsiyuma dahil şirketlerden Allen Associates firmasına ödenmesi gerekirken 22 Aralık 2016'da şüphelilerden Bülent Göktuna'nın sahibi olduğu Mineks İnternational LTD. şirketine gönderildiği, ancak bu danışmanlık ücretinin ödenmiş olmasına rağmen geçen süre içerisinde herhangi bir şekilde konsorsiyuma dahil şirketlerce tahvil ihracının gerçekleşmediği, ödenen 25 milyon dolardan da sadece 6 milyon doların konsorsiyuma dahil şirketlerden Mc.Kinsey tarafından iade edildiği, ancak 19 milyon doların Türkiye Varlık Fonu'na geri iade edilmeyerek Varlık Fonunun zarara uğratıldığı belirtildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamede Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi şikayetçi, Bülent Göktuna ile avukatı Burhan Asaf Şafak şüpheli olarak yer aldı.

YURT DIŞINA TOPLAM 64 MİLYON 801 BİN 343 DOLAR 'ŞÜPHELİ' TRANSFER 

İddianamede, Göktuna ile Şafak hakkında düzenlenen MASAK raporları yer aldı. Raporda 22 Aralık 2016'da Türkiye Varlık Fonu hesabından Bülent Göktuna'nın sahibi olduğu Mineks İnternational LTD şirketine 25 milyon dolar para transferi yapıldığı, sonrasında ise farklı tarihlerde Göktuna tarafından yurt dışına toplamda 64 milyon 801 bin 343 dolar para transferi yapıldığı, bu işlemlerin ise 'şüpheli' olduğu tespit edildi.

"RİSKLİ İŞLEMLER"

Avukat Burhan Asaf Şafak hakkındaki MASAK değerlendirme raporunda ise Şafak'ın hesabına gelen ve giden EFT/Havale işlemlerinin yüksek tutarda olduğu ve bu işlemlerin riskli olarak değerlendirilen şahıslarla gerçekleştirildiği belirtildi.

Raporda, 2017-2023 yılları arasında EFT/Havale yoluyla Şafak'ın hesaplarına gelen paranın toplamda 346 milyon 961 bin 267,80 TL olduğu, giden toplam paranın ise 202 milyon 634 bin 893,34 TL olduğu, Swift işlemlerinden ise hesaplarına gelen toplam paranın 150 milyon 603 bin 189,99 TL olduğu, giden paranın ise toplam 38 milyon 362 bin 882,65 TL olduğu ve Swift aracılığıyla para transfer işlemlerinin yapıldığı karşı taraf ülkelerin ABD, Birleşik Krallık, Yunanistan, Zambiya, İsviçre, Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya ve Avusturalya olduğu tespit edildi.

DAVA AÇILMASINA YETERLİ DELİL

Savcılık, MASAK raporundaki bu değerlendirmelerin dikkate alındığını belirterek, Göktuna ile Şafak'ın suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçundan haklarında kamu davası açılmasına yeterli delil olduğunu, bu suçun oluşması için gerekli olan öncül suçun ise "Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçu olduğunu kaydetti. Şüphelilerin iddianamede yer alan ifadelerinde ise suçlamaları kabul etmedikleri belirtildi.

"BENİ BİNALİ YILDIRIM DAHİL ETTİ"

Bugün görülen duruşmada savunma yapan Göktuna, sözleşme gereği ödemenin Allen Associates şirketine yapılması gerektiğini bildiklerini söyleyerek, "O dönem TVF Başkanı olan Mehmet Bostan, İran'a yönelik yaptırımların delinmesiyle ilgili ABD'de görülen Halkbank davasını gerekçe göstererek ödemenin benim şirketime yapılmasını teklif etti. Bunun sözleşmeye göre usulsüz olduğunu söyledim. Mehmet Boston ise 'düzenlemeyle hallederiz' dedi. Beni bu projeye dahil eden Binali Yıldırımdır" dedi.

"USULSUZLÜK VAR AMA BUNU İYİ NİYETLE YAPTIK"

Bülent Göktuna, savunmasının devamında, "Tamamen iyi niyetle yapılan bir çalışmanın neticesidir. Varlık Fonu'nda bir usulsüzlük vardır evet ama bunu tamamen iyi niyetle yaptık. Bu işin detaylarını Mehmet Bostan'a sormalısınız. Mehmet Bostan'la ayak üstü konuştuk. Bana iç anlaşmazlıklardan dolayı çalışma arkadaşlarıyla anlaşmazlığa düştüğünü belirtti. Bana Varlık Fonu'yla alakalı bir dava açılmadı. Burhan benim arkadaşındır. Zaman zaman avukatlığımı da yapmıştır. Benim herhangi bir finansal yöneticiliğimi yapmamıştır" diye konuştu.

"BİNALİ YILDIRIM'I TANIMAM"

Sanık Burhan Asaf Şafak ise savunmasında 38 yıllık avukat olduğunu belirterek, "Olayla ilgili anlatacağım hiç bir şey yok. Ne Binali Yıldırım'ı ne de bir başkasını tanırım. Hiç biriyle ilgim alakam yok. Bülent Göktuna FETÖ tarafından Ergenekon kumpasında yargılanmıştı. O  zamanda da kendisinin avukatıydım. Soruşturmada gelen evraklara gelen paralara baktım. Yaptığım işlem sadece müvekkilimin işlemlerini kontrol etmekti. İddianamede geçen para akışındaki miktarlar kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır" dedi.

"SADECE KURULMASINDAN SORUMLUYDUM"

Duruşmada tanık olarak ifadesi alınan TVF eski Başkanı Mehmet Bostan, Varlık Fonu'nu kurmakla görevlendirildiğini söyleyerek, "Varlık Fonu kurulduktan sonra bunu yönetmek bana verildi ve yönetildi. Bu fon bir borçlanma programıydı. Ben sadece bu fonun kurulumundan sorumluydum" dedi.

NET ZARARIN TESPİTİ İÇİN MÜZEKKERE YAZILACAK

Ara kararını açıklayan mahkeme, net zararın tespiti için Türkiye Varlık Fonu'na müzekkere yazılmasına ve net zarar belli olana kadar da sanıkların mal varlıkları üzerindeki tedbirlerin devamına karar verdi. Sanıklar hakkındaki adli kontrollerin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 28 Ocak 2025'e erteledi.