Öğretmenlik, toplumun en saygın ve kutsal mesleklerinden biridir. Öğretmenler, bilgi ve değerleri yeni nesillere aktaran, onların geleceğini şekillendiren önemli kişilerdir. Ancak, ne yazık ki, bazı kesimler tarafından öğretmenlerin mesleki değeri yeterince takdir edilmemekte ve hatta değersizleştirilmektedir. Bazı kesimlerin geçmişte öğretmenlerin ek iş yapmak zorunda kaldıklarını belirtmesi, bu değersizleştirme eğilimlerinin bir örneğidir. Öncelikle, geçmişteki ekonomik koşullarla bugünkü durumu karşılaştırmak oldukça hatalı bir yaklaşımdır. 80’li yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntılar, birçok kişiyi ek gelir elde etmek için farklı işlere yönlendirmiş olabilir, ancak bu durumun öğretmenlerin mesleki değerini azaltması kabul edilemez. Öğretmenlik, sadece bir iş değil, aynı zamanda bir misyon ve sorumluluktur. Öğretmenler, öğrencilere sadece akademik bilgileri değil, aynı zamanda karakter gelişimini, toplumsal değerleri ve yaşam becerilerini de kazandırmakla görevlidirler. Bu nedenle, öğretmenlerin mesleki değeri, sadece ekonomik koşullarla ölçülemez. Bazı kesimlerin öğretmenleri simit ve su satmak gibi düşük gelirli işlerde çalışmakla ilişkilendirmesi, öğretmenlik mesleğine saygısızlık ve hatta hakaret olarak algılanabilir. Öğretmenler, toplumun geleceğini şekillendiren önemli bir role sahiptirler ve bu rol, maddi gelirle ölçülemez. Ancak, maalesef günümüzde birçok öğretmen, yetersiz maaşlar ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle ek iş yapmak zorunda kalıyor. Bu durum, eğitim sistemindeki eksiklikleri ve öğretmenlerin hak ettikleri değeri görememesini ortaya koymaktadır.